Yeni Kayit

Evet yeni kayit zamani.

Yeni bir donem var onumuzde, aslinda birbucuk yila yakin bir zamana yayilmis bir gecis doneminin yavas yavas sonuna geliyoruz. Onumuzdeki hafta baslayacak yeni bir is seyahati durumun ne zaman sonlanacagini "umarim" bize soyleyecek.

Yeni donemde bir blogger olarak daha aktif olacagimi zannediyorum. Yasadigi hayatin duraganligi insanin yazma istegini alip goturen bir sey. En azindan benim icin boyle. 24 Ekim 2010 belki bu acidan da bir milat olacak. Yogun bir gundem var onumuzde.

Ayrintilar onumuzdeki gunlerde.

Bekleyip gorelim.

Kissadan Hisse

Stop buying unnecessary things.

Toss half your stuff, learn contentedness.

Reduce half again.

List 4 essential things in your life,

stop doing non-essential things.

Do these essentials first each day, clear distractions

focus on each moment.

Let go of attachment to doing, having more.

Fall in love with less.

And the winner is....


Buyrun size benim Eurovision 2010 birincisi adayim.

Almanya adayi Lena'dan geliyor Satellitte. Uzgunum Manga.

"Tas devri, etraftaki taslar tukendigi icin bitmedi. Petrol devri de petrolun kendisi tukenmeden cok once sona erecektir"


Seyh Zeki Yamani

Beauty # 3



























January Jones

Hangisi # 1

The Man Who Sold the World

David Bowie'den mi Nirvana'dan mi?

Nirvana - The Man Who Sold The World

David Bowie - The Man Who Sold The World

Hangisi?

Simdi yeni bir uygulamaya daha basliyoruz. Size belli zamanlarda bazi benzerlikler sunacagim. Hangisi diye sorup.

Degerlendirelim.

We are back with SoShy

























Gunlerdir birseyler yazip tekrar baslayayim diyordum ama bir tur ilham bekliyordum acikcasi. Oncelikle bana bu ilhami verdigi icin kendisine tesekkur ediyorum.

Kendisini ilk su cumleleri soylerken duydum :

I got a little secret for ya
I never sleep when comes the night
But everytime I smack my fingers
I switch back into the light

Etkileyici, "neredeyse" Nelly'yi golgede birakir bir performans. Oldukca dikkatimi cekti. Biraz arastirayim dedim ama tam bir kabus neredeyse adam gibi pek bir bilgi yok. Daha dogrusu arkadas 1982 dogumlu olmasina ragmen benim gibi biraz vaktini bosa harcamis sanirim zira insanin bu yasa kadar dogru durust bir kac etkinligi olmaz mi yahu. Ama evet yok. Zaten enteresan karisikliklarla dolu bir kokeni var herhalde oradan cikmak kendisi icin biraz zor olmus. Dusunsenize anne Fransiz, Arjantinli ve Italyan karisimi, baba Fransiz-Rus ortakligi, kokende ayri Polonyalilik var. Bu karisimdan ancak bir Amerika'li cikar demisler herhalde. Kendisini Paris'de dogmus ama cocuklugunu Los Angeles ile New York arasinda gecirmis, dolayisi ile bir Amerikali gibi buyumus. Aslinda 2000'lerin basindan bu yana birseyler yapmak icin cabaliyor ancak "go Timba" tabi pek cok insanin hayatina yaptigi etkiyi ona da yapmis ve 2009 cikisli albumunun Nelly duetine, "Morning After Dark" a dahil etmis kendisini. Sonrasi? Elbette cok akillica bir hamle kendi albumu ve single'lari ile sahnede SoShy. Single "Dorothy". Album yolda, muhtesem bir pazarlama hamlesi ile sarkiyi FIFA 10 Soundtrack'ine dahil ediyorlar. Aslinda FIFA 2006 soundtrack'inde de bir parcasi vardi ama "Morning After Dark" dan sonrasi mutlaka bambaska olacaktir.

Hosgeldin SoShy.

Estonya : 0 Bosna Hersek : 2























Hayır anlamıyorum niçin hiçkimse "yaa arkadaş adamlar sonuna kadar hakettiler 2010 Dünya Kupası'na gitmeyi" diyemiyor ki. Bunu diyemediğimiz müddetçe pek çok konuda olduğu gibi sporda da ilerleme katetmemiz mümkün değil. Hani sanki son dakika bir karar çıksa Bosna diskalifiye filan edilse inanılmaz sevinecekmişiz gibi bir hava var. Bazı şeylere kavuşabilmek için onun uğruna çaba sarfetmek ve haketmek gerekir. Bunu yapmıyorsanız ya da yapamıyorsanız uzun uzun düşünüp bir dahakine aynı hataları yapmayacaksınız. Futbol aslında basittir. Ama onun ne kadar basit olduğunu kavrayabilmek her babayiğidin harcı değildir.

Geçmiş olsun.

The Mentalist


























Bu yıl dikkatimizi çekmeye başlayan iki ayrı dizi var. Biri Castle diğeri ise The Mentalist. Castle'a daha sonra değineceğiz öncelikle The Mentalist ile başlayalım.

Rome dizinin yapımcısının geçen yıl başlayan projesi The Mentalist. Eşi ve çocuğu bir seri katil tarafından öldürülen Patrick Jane etrafında dönen dizi, Jane'in cinayetleri kendine has yöntemlerle çözmesi üzerine kuruludur. Bazı kaynaklarda paranormal kelimesini geçirmişler. Ama ben sadece bu kelimenin açıklayabileceği bir yöntem olduğunu zannetmiyorum, izleyenler bilir. Ya da paranormal bize direkt olarak X-Files'ı çağrıştırdığından olabilir. Ancak Jane'in cinayetleri çözme biçimi için sarıdaşı kelimesi sanki daha uygun gibi geliyor bana. Mentalist'in sözlük anlamı da "sezgileri güçlü kimse" anlamında biliyorsunuz. Jane'in yaptığı olayları kendi sezgilerine göre değerlendirip diğerlerinden farklı çıkışlar ve arayışlar içinde olabilmesi.























Jane'i canlandıran Simon Baker'ı nereden hatırlıyorum, nereden hatırlıyorum diye sayıklıyordun diziyi izlerken kafamdan, araştırınca hatırladım elbette L.A. Confidential'dan. Tabi dizideki oyunculardan bahsederken Robin Tunney'den birkaç cümle de olsa bahsetmemiz gerekir. Zira dizinin ağırlarından kendisi. Kendisini en yakın Prison Break'deki Veronica Donavan karakteri ile ama asıl Vertical Limit'den hatırlayacaksınız.



























Diziyi maalesef DiziMax yayınlıyor şu anda. Yani pek de geniş bir izleyiciye ulaşması şu an için mümkün görünmüyor. Amerikada 2. sezon pek çok dizi gibi eylül sonunda başladı. "Peki rating durumu nedir hocam?" derseniz eğer diyebilirim ki düşündüğünüzden daha başarılı. Nasıl mı? Şöyle ki ilk sezon toplam 23 bölümde bölüm başına 9 ile 11 arasında ratingi var. Sezon sıralama ortalaması 6 ve bölüm başına yine ortalama 17 milyonun üzerinde bir izleyiciye sahipler ki "believe me" bunlar hiç de hafife alınacak rakamlar değil. Tek bir karşılaştırma yapayım mı sizin için, hani bazı arkadaşlar tarafından televizyon tarihinin en iyi birkaç dizisinden biri olarak gösterilen Prison Break var ya, işte onun ikinci sezon rakamları : Aynı kelimelerle ifade ediyorum karşılaştırabilmeniz için sezon sıralama ortalaması 51. ve toplam izleyici sayı ortalaması 9.3 milyon.





















Saygıda kusur etmeyelim, izleyelim. Keyif alacaksınız.


Bir Gün Mutlaka # 2

































































































































































































Beauty # 2


























Blake Lively

Aradan Sonrası




















Eğer düzenli internet imkanımız olsaydı günü gününe yazacaktım, söz vermiştim kendime. Hadi bırakın düzenlisini arada bir odadan çekme imkanı olsaydı internetin gene birşeyler eklerdim bloga ama gördüğünüz gibi olamadı. Hilton Garden Inn-Bologna'da sadece lobiden iş e-maillerini almak ve bir kaç GS haberi takip etmek ile yetindik. Yediğin içtiğin senin olsun, fotoğraflar derseniz onlardan da fazla birşey yok. Blackberry ile çektiğim birkaç tane dışında. Hemen postun içinde zaten sergileyebilecek kaliteye yaklaşabilenler. Kendimi tipik Türk hissettim bu fotoğrafları çekerken, nefret ettiğim birşeydir cep telefonu ile fotoğraf çekmek.






















Bu yıl hava gayet iyiydi. Tek tek anlatmayacağım günleri zira böyle üzerinden geçtikten sonra hiç tadı olmuyor. Ne yedik, işte bir tanesi ; Ristorante Pizzeria La Brace Tavanında futbolcu jerseylerinin olduğu yarı turistik bir yer. Rubin Kazan - Inter maçı da vardı onu da izlemiş olduk. Sonra her zamanki Bologna turu, ikinci akşam tam bir kabus, meydandaki Mercan Dede konserine yetişelim dedik, ardından keyifli bir yemek yeriz ama tam bir
şok. Tam bir saat kırk dakika park yeri arar mı bir insan. Evet işte tanışabilirsiniz biz aradık. Ve bulamadık desem yeridir. Park ettiğimiz yere güvenemeyip, hemen karşısında bir yerde atıştırdık. Berbat bir gece sayabiliriz.

Ertesi akşam Verona. Keyifli bir akşam. Akşamüstü bira keyfi. Ardından güzel pişmiş bir beef. Ve kısa kesip döndük.























İş açısından bakarsanız tam bir fiyasko. Fuardan izlenimler ; umarız fuara özgü birşeydir. Yoksa çanlar yeni yeni çalmaya başlıyor.

Billboard Preview 19/09

Evet yepyeni bir hafta ve yeniden Billboard listesine goz atmakta fayda var. Tabi yine yukselenlere goz atacagiz 50'den yukariya.




















50 numara Jay-Z'nin yepyeni albumunun yepyeni single'i, Alicia Keys dueti Empire State of Mind ve 48 numara Successful ile basarili bir yukselise imza atip ilk 50'ye giris yapan Drake'in Trey Songz ve Lil Wayne ile yaptigi duet. Bu adamlarin
her sarkisi duet tabi. Amcamiz geri dondu. Uncle Kracker Smile ile ilk 50'ye gulumsedi. :)) Klasik kultur-sanat yazari kliseleri. Glee Cast Take a Bow ile listeye 46 numaradan giris yapti. Smalll Town USA ile Justin Moore iki basamak yukselerek 44 numaradaki yerini aldi. Keith Urban Only You Can Love Me This Way ile bir basamak ustunde 43 numarada.




























39 numaranin sahibi Alman Cascada (Emre Tilev duyuyor mu acaba ''Alman Ernst'' :) ) Evaculate The Dancefloor ile yukselisini surduruyor. Toby Keith American Ride ile 36 numarada Kelly Clarkson haftanin hizli yukselenlerinden. Already Gone 43 numaradan 35 numaraya yukselmeyi basardi bu hafta. Beyonce Sweet Dreams ile 33, The Fray Never Say Never 32 numarada.


























Green Day 21 Guns ile 26 numarada, Boys Like Girls Love Drunk ile 22 numarada ilk 20'yi zorlamaya baslayan single'lar olarak yer aliyor ve 20 ile 30 numaralarin arasindakiler icerisinde tek yukselmeyi basaran single'lar.




























Flo Rida feat Ne-Yo, Be On You 24 numaradan 19 numaraya yukseldi ama bir ustunde yer alan Lady Gaga Paparazzi ile resmen bu hafta listeyi dagitti. 44 numaradan 18 numaraya inanilmaz hizli bir cikis yakaladi. The Black Eyed Peas listenin zirvesini goren single'lari Boom Boom Pow ile yolunu kaybetmise benziyor. Asagiya dogru inis bir an yukselise donmus bu hafta hem de tam 4 basamaklik yukselisle : 15 numara. Fabolous, The Dream dueti Throw It In The Bag 14 numarada ve Sharika ise ilk 10'un bir basamak uzerinde yer alarak, onumuzdeki hafta zirvedeki 10 single'dan biri olacagani bize gosteriyor. She Wolf bu hafta bir basamak daha yukselmeyi basardi ve 11 numarada.





























Ilk on icin gecen hafta yazdiklarimizin pek cogu bu hafta icin de gecerli. Baslayalim o zaman.
Cobra Starship Leighton Meester dueti bu hafta en dikkat cekici yukselisi gerceklestiriyor. Good Girl Go Bad 13 numaradan 10 numarayi buluyor. Pitbull artik gerilemeye basladi Hotel Room Service ile ve 9 numarada. Zirve adayi olmasini bekledigimiz Mariah Carey de Pitbull gibi bir basamak geriledi bu hafta ve 8 numarada. Jason DeRulo Whatcha Say iki basamak yukselmeyi basardi ve 7 numarada. Bu haftanin ''odul skandali''nin basrol oyuncularindan olan Taylor Swift'i yerinde tutmus demek ki MTV Muzik Odulleri'nde yasananlar; 6 numara. Hos bundan sonra siralayacagimiz tum single'lar yerlerini korumayi basardi bu hafta. Sirasiyla King of Leon-Use Somebody, Jay-Z, Rihanna&Kayne West-Run This Town, Miley Cyrus-Party In The U.S.A., Jay Sean-Lil Wayne dueti Down hep yerlerinde saydilar. Buradan cikan sonuc, Black Eyed Peas'in de yerinde sayarak bir haftayi daha zirvede kapattigidir elbette ki : I Gotta Feeling bu hafta da Billboard Hot 100 listesinin 1 numarasi.





























Herkese iyi haftasonlari.